31 Mayıs, 2007

Ruşetler

Kovanların hep önünden resim çekecek değilizya. Ana arıları verdikten sonra resim çektim, ruşetlerin önü kovanların arkasının resmi oldu.

30 Mayıs, 2007

Bizim Kızları Hararet Basmış

Bir gün önce gönderilen anaların yerine bankalanmış anaları vermeye gittim.



Bizim kızları hararet basmış. Hemen dışardan ve içerden fotorafladım. Daha 9 nolu petegi tamamlamamamışlar ama durumları iyi.

Ihlamurlar



Üç ağaç ıhlamurumuz var açmak üzereler.

Forumdan Kalanlar

Sabit arıcılık yapan benim gibi arıcı arkadaşlarım.Arıdan daha fazla bal almanın yollarını öğreniyoruz buralarda. Başlığı ben açtım. İstedim ki arıcı arkadaşlar arılarını güçlendirmek için neler yapmalılar tartışsınlar. Uygulamalarımızı paylaşalım. Sami bey yazmış çok fazlada detaya girmemiş. Arıdan fazla bal almak için Sezonun başından sonuna kadar teknik arıcılığın gereklerini yerine getirmeliyiz. Tabi adama sorarlar NEYMİŞ BUNLAR? Bir sezonluk ( benim sezon eylülde başlıyor) arıcılık. Son baharı geçirdik ilkbaharda yakın ben acizane kendime göre doğruları yazmaya çalışacağım. Baharda arılarımızı kontrol ettiğimizde notlarımızı aldık. Benim istediğime göre arılara müdahale ediyorum. Hızlı gelişen arımın bu aylarda fazla yumurta atarak ilerde oluşacak soğuk havalar yavru üşütmemesi için az yavru yapmasını istiyorum. Bunun için arımın örtü tahtasını zayıflatarak ve uçma deliklerini genişleterek kovanın soğuk kalmasını sağlamaya çalışıyorum. Yavaş gelişene bunun tam tersini yapıyorum ki zaten yavaş gelişiyor gelişmesine erken başlasın diye. İlk bakımı yaptıktan sonra. Arılarımın kovanlarını temizleyerek değiştiriyorum. Arılarım 2 3 çıta oluyor kovan değişimini yaptığımda yaklaşık olarak mart ayı başında. Arılarımın daha hızlı gelişmesini sağlamak için 5 çıta bırakıyorum, kovana bölme tahtası koyuyorum. Yaklaşık olarak 1 kg keki çıtaların üzerine sererek örtü tahtasını kapatıyorum. Fazla ballı peteklerimi örtü tahtasının arkasında bırakıyorum. İlk polenle birlikte 1 su 1 bal karışımı ( 1 kg ) yaparak teşvik şurubu veriyorum. Arımın hızına göre kovanımın içindeki arılarım 5 çıtayı doldurasıya kadar azar azar teşvik şurubuna devam ediyorum. Örtü tahtam 2 parçalı bölme tahtam örtü tahtamla tam olarak temas eder. Altı boşlukludur. Gelişmeye başlayan arılarım, bölme tahtamın arkasındaki çıtaların ballarını almaları için balların sırlarını tarakla bozuyorum. Arılarım gelişmeye devam ediyor. Örtü tahtamın 1 parçasını kaldırdığımda diğer tarafında ki arıları rahatsız etmiyorum. ve kovanın ısı kaybetmesini önlemiş oluyorum. Arılarım yaklaşık olarak mart ayı sonuna kadar 3 çıta yavrulu 5 çıta arılı duruma geliyorlar. Bundan sonra bölme tahtasının arkasındaki petekleri arılı kısma veriyorum. 4. çıtanın yerine yani 5. çıta oluyor verdiğim çıta. Ana arım bu çıtaya yumurta atıyor ve bu çıtayı alıyorum bunun olduğu yere tekrar balı yedirilmiş çıta koyuyorum. Aldığım yumurtalı çıtayı 2. çıtanın yerine koyuyorum. Yeni verdiğim çıtaya ana arım yumurtlamasına devam ediyor. Bende bölme tahtasını alıyorum. Bu çıtada yumurtayla dolunca bu çıtayı da alıyorum. Bunun yerinede kabarmış petek koyuyorum.aldığım yumurtalı çıtayı 4. çıta yerine koyuyorum. Kovanım 8 çıtalı arı oluyor. Yaklaşık olarak tarihimiz oldu 15 Nisan. Sekizinci çıtada yavru ile dolunca bunda alıyorum yerine balı süzülmüş petek koyuyorum bu çıtamı aldığımın yerin bir iç tarafına koyuyorum. Yani 1 çıta altlatıyorum. Arım oldu 9 çıta yaklaşık olarak mevsime bağlı olarak bazen 2, çıtanın yerinede ham petek koyuyorum. Arılarım Nisan ayının 20 ile 30 arası ilave istemeye başlıyor. Elimden geldiğince arılarıma ilaveyi geç koymaya çalışıyorum. Mevsimsel problemlerden dolayı.Yaklaşık olarak her petekte 4500 göz yavru üretimi için kullanılıyor. Benim çevresel şartlarım ve çalıştığım ırk 8 çıta yavru doldurabiliyor. Buda yaklaşık olarak 1700 ~1800 günlük yumurta ediyor. Mayısın 10 nuna geldik arkadaşlar fazla ileri gitmeyelim burası Eskişehir.

Selamlar arıcı arkadaşlar ve Mustafa bey.
İzmir’de arıcılık yapıyormuşsunuz. Konusuna hakim tanıdık arıcıların olmadığından yakınıyorsunuz. Maalesef arıcılar tam olarak bilgilerini arıcı arkadaşlarla paylaşmıyorlar. Bilgi paylaşımı yapan arkadaşlarda püf noktalarını söylemeden kestirmeden sonuca vardıklarını söylüyorlar. Arıcı araştırmacı olmalıdır. Bilim adamlarımızın yapmış oldukları denemeleri okumalıyız. Bildiğim kadarıyla araştırmışlar. Sadece şurupla besleme yapılmış, kekle besleme yapılmış, kek+şurupla besleme yapılmış ve hiç besleme yapılamayarak birkaç ırkın yavru üretimleri gözlenmiştir. Araştırırsanız sonuçları kendiniz bulabilirsiniz. İnternet ortamında araştırma sonuçları bulmak kolaydır.
Beslediniz ve havalarda düzeldi arıların ilk dalakları salladı. Tabi bu dalaklar şerbet desteği ile olduğundan az kirli mum gibi görünür. Arınızı tanıyor olmalısınız ama ilk baharda önce 1 defa yavru çıkmış petekleri yani esmer peteklerin verilmesi öneriliyor. İlkbaharda ana arılar beyaz peteklere daha iştahlı yumurtladıkları , sonbaharda da kışlamak için ise esmer petekleri tercih ettiklerini okumuştum. Kışlamak için eski peteği tercih ettiğini sizde test etmişsiniz. Hangi peteği vermeli diye soruyorsunuz. Bana sorarsanız ilkbaharda kabarmış petek verecekseniz, esmer peteği tercih ediniz ilk zamanlarda. Esmer petek arıyı daha sıcak tutacaktır. Şu şekilde itiraz edebiliriniz. Esmer peteğin gözlerinin daha küçük odlundan çıkan arıların küçük olacağını söyleye bilirsiniz. Esmer petek ısı oluşturmuyor, daha kalın olduğundan üzerindeki ısı miktarı daha fazla. Tabi ki soğuması daha geç olacaktır. Isınma ısısı ve ısı iletimiyle ilgili konu.
İlk baharda dalak görmeden petek vermediğinizi söylüyorsunuz. Arı güçlenmeden petek vermek doğru değildir. Mustafa beyim. Sizin arının çıtaya bastığı arı miktarı ile bizim arının çıtaya bastığı arı miktarları farklı. Bende zaman zaman sizin yayla dediğiniz yer olarak buraya gelen Muğlalı arıcılara yardım ederim. Kovanda arı miktarı yaklaşık olarak 5 6 çıta olur. Genelde buralara gelmeden önce arılarını bölerek getirirler. Baharda arıyı güçlendirmek için buralardadırlar. Sabah 2 3 saat çıtalara tel geçiririz. 1 2 saat petekleri çıtalara takalar tellere tuttururuz. Yanımıza ala bildiğimiz kadar mumlanmış çıtaları alarak arıların kovanlarını sırayla açmaya başlarız. Mümkün olduğu kadar ham petek koymaya çalışırız. İnanın arıları o kadar azdır ki çıtaların üzerinde nerdeyse benim arılarımın yarısı kadar. Sizin dediğiniz gibi kabarmış petek versek ana seri yumurta attığından dolayı peteği kısa sürede yumurtayla dolduruyor. Buranın mayıs ayı sizin mart ayınız gibidir. Gece hava soğuyunca arılar peteklerin üstünden çekileceğinden dolayı adi yavru çürüklüğüyle karşılaşıyoruz. Arıyı sıkışık tutmak için ham petek veriyoruz havalar kararlı olasıya kadar. Aynı uygulamaları yapıyoruz. Dağdaki arıcıların hiç boş vakti kalmıyor, devamlı çıta hazırlayıp arıya veriyorlar. Her arıcı yaklaşık olarak 250 ~ 350 arıya bakıyorlar sizde bilirsiniz ki kamyon 360 kovan alıyor. Size tavsiyem 5 çıtalı arınız dalak salladı mı. 6 peteği ham verin arılarınız o peteği kabarttıktan sonra o peteği bir içeriye alarak ananın yumurta atmasını sağlayın tabi dışarıya tekrar 1 ham petek daha vermelisiniz. Bundan sonra içeri ( ballı petek devamlı sondan 2. de olacak ) aldığınız petek yumurta ile dolunca dışarıdaki kabarmış peteği bunun yerine koyunuz dışarıya 1 ham petek daha koyunuz ve yumurtalı peteği de 2 peteğin yerine koymalısınız. Bundan sonra işlem aynı olmalı sadece yumurta dolan peteğinizi bu sefer 4 peteğin yerine koymalısınız. Arılarınız 9 çıta olduğunda 10. ham peteği 2 peteğin yerine koymalısınız ve benim kendimin yaptığı gibi mümkün olduğunca ilaveyi geç koymalısınız ki arılarınız ilaveye rahat çıkarak çalışmalı. Bazen mevsime bağlı olarak 9. peteği verdiğimizde ilaveyi koyuyoruz. Bunları arıcı kendi bilgisi ve uygulamaları doğrultusunda karar vermelidir. Gezginci arıcılar, petekleri tek tek veriyorlar zaten onu vermekte yetiştiremiyorlar. Amatör arıcılar da bazen ilaveyi koyarak tamamını ham petek vererek arıyı kendi başına bırakıyorlar. 10 peteğin kabarması için arınız güçlüde olsa en azından 1 haftaya ihtiyacı var. Benim kanımca petekleri tek tek vermeli tabi ilk ilaveyi koyduğumuzda alttan 2 yavrulu petek çıkarmalı yukarıya, 3 ham petek vermeli üste. Yavrulu petekler ortada olmalı ham petekler yanlarda olmalı. Alta 2 ve 9 ham petek koya biliriz arının durumuna göre. Yılların verdiği tecrübeyi kullanmalı. Sizin arılar ilavede bocalıyormuş. İnanın ilavede 15. çıtada petek ören arılar, arı kuşları zararı başladığında arılar 10 çıtaya iniyorlar. İşte onun için çalıştığım ırkın ilaveye yumurta atmasını istemiyorum. Benim arılarım bu gün ilk defa uçuyorlar kışlık pisliklerini boşaltıyorlar. ( 19 Şubat, 2007 ESKİŞEHİR)
Zannedersem yeterli bilgi almışsınızdır. Arıcılara saygılarımla. Yusuf


Selam arkadaşlar
Geldik ilave zamanına. Son durumunu incelersek: 1- eski ballı, 2 – yumurta dolduktan sonra getirilen çıta, 3- eski yavrulu çıtamız, 4 – yumurta dolduktan sonra getirilen çıta, 5 – eski yavrulu çıtamız, 6 – yumurta dolduktan sonra getirilen çıtamız, 7 – eski yavrulu çıtamız, 8- balı süzülmüş boş çıtamız ve 9 nolu çıtamız eski ballı çıtamız yani ilk başladığımızda ki 5 nolu çıtamız. Buraya kadar arımıza yapılan müdahaleleri anlatmıştık.
Artık arılarımıza ilaveleri koymanın zamanı geldi. Öncelikle arıcı arkadaşlar ne hedefliyoruz? Buna göre hareket etmeliyiz. Ben kendi yapacağımı anlatacağım. Hedefimiz 22 kolonimizi en azından 50 koloni yapmak ve 30 adet ruşet kovanını doldurarak kışa yedek analarla girmek. Tabi bal ortalamamızı düşürmeden yapmalıyım bu işleri. Doğal oğulda olmamalı.
Son durma gelirsek arılarımızda 8 çıta arılı 9 petek var kovanlarımızda. Yumurta ortalaması 1300 oldu. Oğul almayacağımızdan dolayı son durumda arıyı rahatlatmak gerekiyor. 1 nolu ballı çıta ile 2 nolu çıtanın arasına ham petek koydum. Arılarım yaklaşık olarak 8 çıta arılı 10 çıtalı duruma geldiler. Tarih vermiyorum ki arkadaşlar bu duruma göre kendi arılarına bakarak işlemleri yapsınlar. Arılarımı kontrol ettim ki, 2 nolu peteği kabartmaya başlamışlar ve 9 nolu peteğe de yumurta başlamış. Gecikmeden ilaveyi koymalıyım. İlave koyarken arıyı arttıracağımızdan dolayı ilaveye yavrulu çıta almalıyım. İlaveye 1 nolu çıtayı genellikle siyah kabarmış petek koyuyorum. 2 ve 3 nolu çıtaları alt kattan arıların çıkmaya yakın veya çıkan yavrulu 2 çıta alıyorum. 4 noluya varsa balı süzülmüş beyaz veya 1 2 defa yavru yetiştirilmiş içine su püskürttüğüm peteği koyuyorum. Böyle peteğim yoksa ( Bu yıl yok ) ham petek koyuyorum. 5 nolu çıtaya ham petek veriyorum. Arımın alt katına 2 ve 9 holu peteklerini de hamla tamamlıyorum. Sonuçta alt katta 6 yavrulu yanlarına da 1 er ham petek dışlarda da ballı petekler oluyor. İlavede de siyah boş petek, 2 adet kapalı veya çıkan yavrulu petek, 2 adet ham petek oluyor. Arılarım yaklaşık olarak 10 çıta arılı 15 çıta ilaveli arı konumuna getiriyorum. Kovan kontrollerinde dikkat ettiğim altta 9 nolu petek yukardan bakınca görünüyor. Bu petek kabarıp yavru atılmış duruma gelince ilavenin içine petekleri ham olarak dolduruyorum. Mevsimi takip ettiğimden arıları nektar akımı başladığında 17 ile 23 çıta arasına getirmeliyim.
Ruşetlerde yetişen çiftleşen anaları kontrol ediyorum. Yaklaşık olarak bu hafta sonu analar larvaları kapatacaklar. Bölme yapacağım. Öncelikle ananın kabul edilerek yumurtlamasını sağlıyorum. Arılarımdan 1 ballı 1 çıkan yavrulu 1 ballı petek olarak bölmeler yapıyorum. Tabi anasını bulduktan sonra analar ana kovanlarda kalıyor. Sonuçta oluşturduğum yeni koloni anasız. 1 ballı, 2 nolu yavrulu 3 ballı çıta, bu yeni koloniye petek ören arılardan 1 çıta arı silkeliyorum. Yaklaşık olarak yeni oluşan kolonide 1~1,5 arılı toplam 3 çıta oluyor. Yaklaşık bu koloniye 3~4 saat sonra yumurtlayan önceden yetiştirdiğim yedek anaları veriyorum. Elinde yedek anası olmayan arkadaşlarda satın aldıkları ana arıları verebilirler. Ana arılarımı duruma göre bazen direk olarak kovana serbest bırakırım. Genelde ana arı nakil kafesleriyle vermenizi tavsiye ederim. Ana arılarım çıktıktan sonra yumurtluyorlar. Bu aşamadan sonra cevre şartlarına göre bu yeni oluşan koloniye takviye vererek orta büyüklükte oğul güçüne getiriyorum. 1 ballı 3 kapalı çıkan 1 ballı olacak şekilde destekliyorum.
Bu konuma getirdiğim kolonimden beklenen sadece kendisini kurtarması ve mevsim iyi olursa bana balda verirler. Bu yıl bu koloniyi tekrar böleceğim. Yanımda devamlı olarak uygulamalarımı takip edip kopya çeken ( arada uygulamamı size yazıyor. ) arkadaş var. Bala çalışacak kolonilerime sadece ihtiyaçları doğrultusunda ham petek veriyorum. Bir sonraki yazıda bala çalıştırdığım arılara müdahalemi anlatacağım. Arıcılara saygılarla.


Selam arı sevdalılarına
Geldik en önemli uygulamalara. Arkadaşlar arıları geliştirdik, ilaveleri de koymuştuk. Az özetlersek altta 6 yavrulu 2 ham 2 ballı peteğimiz, ilave de 1 siyah boş petek 1balı süzülmüş boş 2 çıkan yavrulu veya kapalı yavrulu petek ve ham petek olarak düzenleşmiştik. Hiç soru gelmedi ona hayret ediyorum. Herkes tarafından kabul görürse yazdıklarım da yanılmış olmaktan korkarım.
İlk olarak ilaveye neden kapalı veya çıkan yavrulu petek çıkarmalıyız? İlaveye yumurtalı ve larvalı petek çıkarırsak ana gözü yapma ihtimalleri var. Arımız geliştiyse ilaveye yumurtlayacaktır. Gelişmesi tam tamamlanmamışsa ana arımız hala alt kuluçkalıkta yumurtluyor olmalı. Gelişme tamamlandıktan sonra istediğimiz işlemler doğrultusunda petekleri yerlerini değiştire biliriz. Arımızı önce güçlendirelim ( oğla yönlendirme) ve istediğimiz yönde uygulamalarımıza başlayalım.
Arkadaşlar kesinlikle arılarımızı çok güçlü ( 80.000 ) olarak muhafaza etmeye çalışmalıyız nektar dönemine kadar. Arı sayımı arttırmak istediğimden öncelikle arının gelişimini hızlandııyorum. Arılarımız yaklaşık olarak 12 çıta arılı 15 çıtamız var kovanda. Hızlı gelişimini sağlamak için kuluçkalıktan yeni dolmuş yumurtalı ve larvalı bula bildiğim 2~4 peteği ilaveye alıyorum. Alt kuluçkalıkta boşalan yerlere ham petekleri veriyorum. Tabi ki her katı yavrular ortada hamlar yanda en kenardaki ballı olacak şekilde düzenliyorum. İlaveye çıkardığım petekler yaklaşık olarak 15 20 gün yavru üretiminde kullanılacak olacağından ilavede bal depolanamaz. Altta katta ana arımız yeni kabaran peteklere yumurtlamaya devam etmektedir. Bu konumdaki arımız hızlı bir gelişme gösterir ve gerekirse 2. ilaveyi koya biliriz. Nektar akımı başlamadan önce yapılan bu işlemler arının gelişimini hızlandırdığından oğul eğilimi yüksek olan ırklar oğul vere bilir. Larva ve yumurtalı petekleri 10 15 gün sonra tekrar yer değiştiriyorum. İlaveye çıkardığım yumurtalı ve larvalı petekler kapandığından, bu petekleri alt kuluçkalığa indiriyorum yumurtalı ve larvalı petekleri ilaveye alıyorum. Alt kuluçkalığa 2 ve 9 nolu peteklere ham petek koyuyorum. Ana arımız kuluçkalıkta çalışıyor genelde çünkü onun ilaveye çıkmasına gerek yok alt kuluçkalık yumurta ve larvayla doldu mu biz yumurtlama alanı açmış oluyoruz, ana arı çıkan yavruların yerine tekrar yumurta atıyor. Çok dikkatli olmalıyız bu hızlı ilerleme nektar akımından önce uygulandığından istenmeyen oğul verdire biliriz arımıza.
Uygulamalarımız sonucunda arılarımız bizim isteğimiz doğrultusunda geliştiler. Bizler biliyoruz ki nektarın yoğun olarak geleceği zamanı. Benim arazimde arının artık balı azda olsa biriktirmeye başlaması haziran ayının yaklaşık ilk haftasında oluyor. Nektar başlamadan önce uygulamalarımızı değiştiriyoruz. Arımızın hızlı gelişmesine devam etmesi istiyorsak, devamlı olarak kuluçkalıkta ana arıya yumurtlama alanları oluşturmalıyız. Bala yönlendirirken tam tersini yapıyoruz. Yaklaşık olarak ben iki defa hızlı gelişmesi için düzenleme yapıyorum. Bir defada bala yönlendirme uyguluyorum. Bal akımının başlayacağı zamanı az çok biliyorum veya arıcılardan duymuşsunuzdur.
Tüm larvalı ve yumurtalı petekleri kuluçkalığa topluyorum ve ilaveye kapalı ve çıkmasına yakın yavrulu petekleri topluyorum. Bir ilavede bal konması için arımım durumuna göre kabarmış boş petek olarak ilave veriyorum. Artık arıya karışmıyorum balı depolayarak sırlamasını bekliyorum. İlk balı yaklaşık 15 temmuzda süzüyorum ve arıyı kat alarak tekrar sıkıştırıyorum. İkinci defa balı Ağustos başında alıyorum.
Bala yönlendirme uyguladıktan sonra kovanda bala yönlenme nasıl gerçekleşiyor az açıklamalıyım. Kuluçkalıkta acık yavrulu, yumurtalı ve tam olarak yumurta ile dolmamış petekler var. Ana arı buraya yumurtluyor. İlavede kapalı yavrular çıkmaya başlaması ile boş gözler oluşuyor ve ana tabi ki buraya da yumurtlamak istiyor. Benim arıların yumurtlayamıyor ilaveye. Bu arının doğal olarak zaten yavruyu azaltıp bal depolamaya başlayacağı zamana geldiğinden bal birikiyor. Döngü şu şekilde oluşuyor. Yavru çıkışı sonrası gözlere nektar girdiğinden, ana arı yumurtlaması kısıtlanıyor. Bu kısıtlanma sonrası yavru azalıyor, biriken nektar artıyor. Bu zaman içinde tabi ki tüketim azalıyor, üretim artıyor, üretimin artması yavrulu alanları kısıtlıyor, yavrulu alanın kısıtlanması üretimi arttırıyor. Sonuçta bal birikiyor, yavrulama alanları azalıyor ve arı mevcudumuzla hızla azalıyor. Bazı ırkları durdurmak mümkün değil derseniz o zaman araya ana ızgarası koyanlar oluyor. Ben ana ızgarası koymaktansa, arı ırkımı benim iklimime, benim uygulamalarımı ve hatalarımı telafi edecek ırk tercih ederek arıcılığa devam ediyorum.
Tüm form okuyucularına saygılarımla.

Nektar alanımız




Çalışma alanımız kötü olabilir ama, her gün 3 defa arıları gözle kontrol imkanı veriyor.


28 Mayıs, 2007

Araştırma

Söze gerek yok görünüyor deneme.

OĞUL SEBEPLERİ

Benim gibi acemi arıcıya göre Arının oğul verme sebepleri

1- koloniler strese girdiği konularda arı oğul eğilimine girer.
2-Arıcının hatalarından dolayı oğul eğilimine girer.
3- Ana arıyı değiştirme istediğinde oğul eğilimine girer.
4-Nektar akımının geciktiği zaman oğul eğilimine girer.
5-Hızlı gelişme de oğul eğilimine girer.
6-Ürettiği ürünleri depolayamaz veya harcayamazsa oğul eğilimine girer.
7-Irkın verdiği kalıtsan birikim oğul eğilimi hızlandırır.
8-Normal çoğalma iç güdüsü oğul eğilimine iter.
9- Besin kaynaklarının bolluğu oğul eğilimine iter.
10-Gıdasızlık ve açlık oğul neden olabilir.
Bu nedenleri arttırabiliriz. Peteklerin siyah olması, peteklerin bozuk olması, kovanın iç ölücülerinin standart olmaması, kovanın havalandırmasının eksik olması, kovanın içinin çok sıcak olması ve kovan kontrollerinin zamanında yapılmaması. Kovanda birikmesi gereken günlük bal miktarı yaklaşık olarak 1,5 kg. Oğul prosedürü başladıktan sonra ilk oğul çıkışına kadar Türkiye ortalaması kadar bal kaybımız olur. İşin en kötü tarafı oğulların bal akımından önce çıkarak bal toplayacak arı mevcudumuzu çok kötü etkilemeleri.
Baharda arılarımızı bal akımına yetiştirmek için o kadar gösterdiğimiz özen, emek, bakım ve besleme işlemlerini yaptıktan sonra, güçlenen arılarımızın oğul vermelerini nasıl önleyeceğiz?



1- koloniler strese girdiği konularda arı oğul eğilimine girer.
Kovanların sıcaklıklarının indirilememesi yani kovanların soğutulamazsa. Farklı yaşlardaki işçi arıların sayılarının dengesizliği. Bozuk peteklerden dolayı ananın fazla dolaşması. Yavrulama alanının kısıtlanması. Kovan büyüklüğünün arı ırkı ve cevre koşullarına göre uyumlu olmaması.Bal koyacak peteklerin olmaması. Sert hava koşulları. ( Arılar toplu olarak kovanda kalmak zorunda olmaları) Açlık, hastalıklar,koloninin aşırı rahatsız edilmesi, kovan içinin pis kokması, devamlı olarak titreşim ( yol kenarı), Oksijen azlığı, genç işçi arıların işsiz kalmaları ve oğul verme sebebi olarak sıraladığımız maddeler.
Maddeleri açıkladıkça konular daha iyi anlaşılacaktır.
2-Arıcının hatalarından dolayı oğul eğilimine girer.
Arıcı yaptığı işlemde arıyı 2 guruba bölerek bir kısmının anasızlık hissetmesi. Ana arıyı yanlışlıkla öldürmesi. Arıcının teknik bilgisi az olması veya bilgisini kovanda uygulamaya dönüştürememesi. Bu saydığımız oğul verme sebeplerinin bir kaçının birden ortaya çıkmasını engelleyememesi. Oğul verme nedenleri ne kadar birlikte ortaya çıkarsa arılarımızı o kadar zor oğuldan döndüre biliriz. Eski petekleri ve bozuk petekleri düzenli olarak kovandan uzaklaştırmaması. Arıcının oluşan oğul eğilimini ortadan kaldırmak için yeterli uygulamayı bilmemesi. Kovanın hacmini genişletmekte geç kalması. Kovan bakımlarında peteklerin düzenlemesini yapamaması. (Örnek: ikinci kattaki anayı alt kata indirmek ana arının alt katta çalışmasını sağlamaz. Ana arı tekrar üst kata çıkar. Yapılması gereken ana arıya alt kata yumurtlaması için uygun ortam hazırlanması. ) Arıcı mevsimi okuyamaz ve polen gelişi hızlı bir şekilde sürüyorsa balda kovanda birikmeye başlamamışsa arıyı bol polenli arazide oğuldan vazgeçirmek çok zordur. Kısa zamanda ortam müsait olduğundan arının oğul verme sebeplerinden birkaçı ortaya çıkacaktır. Böyle durumlarda arıyı oğuldan vazgeçirmek için yapılması gerek arının polensiz ( genelde gezginci arıcıların başına gelir.) araziye naklidir. Sabit arıcılar yapay oğul alıp gerekirse tekrar arılarını birleştirmelidir. Ana arılarının davranışlarını ( oğul eğilimini) bilmemesi. Bilmeyerek oğul veren arının ana gözlerini kullandığından arı kolonilerini oğul veren ırk yönünde ıslah etmiş olur. Arıcı yaptığı işlemleri niçin yaptığını bilmelidir. Arı hastalıkları ve arı asalakları ile iyi mücadele etmesini öğrenmelidir.
Arıcı teknik bilgisini kovan içinde ne kadar çok uygularsa o kadar az doğal oğul çıkar. Arıcı şartlarını okuyarak oluşumlar olmadan önlemlerini almalıdır.

3- Ana arıyı değiştirme istediğinde oğul eğilimine girer.
Yaşlı ana arının bulunduğu kolonilerde ana arının verimsiz sakat veya Feromonlarının ( Ana arı kokusunun) azalması arıların anayı değiştirme eğilimi ile birlikte oğul eğilimi ortaya çıkmış olur. Ana arıların en verimli oldukları dönem genelde 1~2 yıldır. Yaşlı ana arıların yumurtlama hızı düşer erkek arı miktarı kovanda artar. İşçi arılar işsiz kalırlar. Bazen yüksek mevcutlu kolonilerde ana kokusunun az olması yani kovana tam olarak dağıtılamaması oğul verme hazırlıklarının kontrol altına almada yeterli değildir.
4-Nektar akımının geciktiği zaman oğul eğilimine girer.
Bu eğilimin ortaya çıkması için arının gelişerek bol miktarda nektar toplama kapasitesine ulaşmış olması lazım. Baharın devam etmesi ve nektarın gecikmesi durumlarında ortaya çıkabilir. Bu konuma gelmiş arıyı oğuldan döndürmek oldukça zordur. Ana arı gözlerinin kapandığı gün ile ana çanağına yumurtayı attığı gün bile oğul verebilir. Yavru alanı gelecek nektarla kısıtlanır ve arının oğul eğiliminden vazgeçmesini sağlar. Nektar gecikirde yavrulama alanı kısıtlanamazsa arılar oğul vererek çoğalmak isterler. Nektar gözlere dolacak, ananın yumurtlama alanı azalacak, üretim artacak, bal üretiminin artması yumurtlama alanı azalacak, yumurtlama alanı azalması bal olgunlaştırma işlevini hızlandıracak. Nektarın gecikmesi bu işlemin başlamasını engellediğinden arılar doğal olarak oğul vermek isterler.
Zaten bu zaman arıların doğal oğul dönemidir.
5-Hızlı gelişme de oğul eğilimine girer.
Koloninin gelişmesi için baharda elimizden geleni yaparız. Arılarımız gelişir . Biz onlara bilgimizin yettiği kadar hızlı gelişmeleri için ortam oluştururuz ve yardımcı olmaya çalışırız. Bu hızlı gelişme sonuçu arılarımız kovanda sıkışırlar ve bizlerde ilaveleri vererek arıyı rahatlatmak isteriz. Kovanın hacmini büyütsek bile ana nektar akımı başlamadığından arı oğul vermek ister. Ana arının yumurtlama hızını düşüremezsek arımızın oğul vermesi kaçınılmazdır. Buda dolaylı olarak yavru artışı besleyici arı artışı ve daha hızlı gelişme. Fazla çalışan işçi ve daha fazla boş kalan genç arı demek.
Gelişerek yeni koloni oluşturmak için ortam müsait olmaktadır.
6-Ürettiği ürünleri depolayamaz veya harcayamazsa oğul eğilimine girer.
Arılarımız poleni depolar ve çok hızlı polen depolama sonucu bazen yumurtlama alanları kısıtlanır. Polen depolamak zorlaşır ve arılar oğul vererek bunu telafi etmek isterler. Aynı sistem nektar içinde böyledir. Öyle ki nektar gelişi çok hızlı ise arılar nektarı olgunlaştırmak için içinde yumurta bulunan gözleri bile kullanırlar. Petek gözünün yan duvarlarına nektarı sererler. Olgunlaşan nektarın depolanacağı peteğe taşırlar. Bal depolayacak alanlar daraldıkça arının oğul eğilimi artar. Bu arının oğul vermesini engellemek kolaydır. Koloni ürettiği arı sütünü kullanamazsa oğul eğilimi artar. Yer darlığı ve yavru besleyecek arıların kovanda işsiz kalmaları oğul eğilimini artırır. Arılar öncelikle erkek arı üreterek arı sütünü harcarlar buda kafi gelmezse arılar oğul vermek ister. Erkek arılarımızın kalitesi artmış olur. Bu devrede arıcılar isterlerse seksiyon çıta koyarak arıların erkek ar gözü yaparak kapatmalarını bekler ve kapandıktan sonra varovalar içinde olacağından keserek yok ederler, arılar tekrar erkek yetiştirmek ister arıcı bunu birkaç defa deneye bilir. Tabi aynı zamanda varoa mücadelesi de yapılmış olur.
Bu aşamadaki arının oğul vermesini engellemek kolaydır.
7-Irkın verdiği kalıtsan birikim oğul eğilimi hızlandırır.
Irk olarak oğul eğilimli arılar daha fazla oğul vermek isterler ve oğul için daha fazla ana memesi yaparlar. Burada arı ırkın zikretmek istemem yanlış anlamalar oluyor. Oğul vermeyi azaltmak için ıslah ve seleksiyon yapılarak oğul eğilimi düşük ırklar elde edilebilir. Bizim arıcılar genelde seleksiyon yaparlar, oğul eğilimi fazla olsun diye. Oğul veren kovanın ana gözlerini kullanarak yeni koloniler oluşturarak. Bunu istemeyerek yaparlar beklide farkında bile değillerdir seleksiyon yaptıklarının.
Arı ırkımızı değiştirirsek bu tür oğul eğilimlerini de ortadan kaldırırız.

8-Normal çoğalma iç güdüsü oğul eğilimine iter.
Normal gelişen arılar mevsimsel olarak ortam müsait olduğu sürece çoğalmak için oğul vermek isterler. Burada arıcının etkisi çok büyüktür. Baharda arılarının gelişmesi için ne gerekiyorsa yapmak isterler. Arılarımız hedef gününden önce gelişir. Arılar mevsim elverişli olduğunu bilerek oğul vererek çoğalmak isterler. Yavru alanlarının devamlı artırılması ve gerekli besleme yapıldığı sürece arılarımız oğul eğilimini artırır. Gün dönümüne kadar arılarımız mevcudu artırmak ister gün dönümünden sonra bal stoklarını arttırmak isterler. Büyük nektar akımından önce gelişen arılar iç güdüsel olarak oğul vererek bu müsait yılı değerlendirmek isterler. Sadece arılar değil arıcılarda bazen suni oğul alarak değerlendirmek ister böyle yılları.
9- Besin kaynaklarının bolluğu oğul eğilimine iter.
Bol besin kaynağının olması genelde ana nektar akımı başlamış olsa bile nektarın ve polenin bol olması arıyı oğul vermeye yönlendire bilir. Bal koyacak petekler olmalı arıda devamlı. Biz arıcılarda böyle yılları kaçırmayarak arıyı arttırmak isteyen arkadaşlar suni oğul almalı. Bazı ırklar örneğin eylülde bal toplamaya alışmış arı ırkı iç Anadolu’daki nektar akımını yavru yetiştirmede kullandığından. Kısa sürede oğul vermek ister. Alışmış olduğu nektar akımı daha başlamamıştır. Oğul istenmiyorsa arıcı kapalı yavrulu petekleri almalı ve yerlerine boş petekler koyarak arıya yardımcı olmalıdır.
10-Gıdasızlık ve açlık oğul neden olabilir.
Kovanda gıda olmamsı arıları strese sokar ve arılar açlık oğlu verirler. Parazit fazlalığından arılar oğul vermek isterler. Ana arının yumurtlamasına uygun olmayan kalın, düzensiz ve zarar görerek şekilleri bozulmuş peteklerde, peteklerde erkek arı yetiştirme gözlerine sahip peteklerde yavru düzenini bozduğundan arılar oğla gitmek isterler. Bal olsun veya olmasın arı oğul vererek bu kötü ortamdan kurtulmak ister. Bazen de arılar bu petekleri kemirerek yok ederle ki bu ortam oluştu mu, arıcının arıcılığından şüphelenmeli.
BAHARDA BESLEYEREK GÜÇLENDİRDİĞİMİZ KADINLAR CUMHURİYETLERİMİZİ NASIL İŞLEMLER YAPARAK PARCALANMAKTAN KURTARACAĞIZ? Yorum ve tartışmalara açık olan bu konuyu acemi arıcı olarak açıklamaya çalışacağım.

Sonuçların ortadan kaldırmaya çalışılması.

Oğul verme hızlı gelişme, yer darlığı, besin kaynaklarının bolluğu veya yetersizliği,
ana arının yaşlı ve verimsiz oluşu gibi bir çok etmenle beraber çoğalma içgüdüsünü
de taşıyan bir çok kalıtsal etmenin bir araya gelmesinden oluşan bireylerin veya kolonilerin
fizyolojik yapıları ile de şekillenen yorum ve tartışmaya açık oldukça karmaşık bir özelliktir.
Genellikle deneyimli arıcılar oğul vermeye hazırlanan arı kovanlarını önceden fark
edebilirler. Kolonide işler yavaşlamıştır. Oğul vermesini önlemekte oldukça zordur. Bizde
kendimize göre uyguladığımız oğul engelleme işlemlerini anlatacağız. Arıların doğal yolla
oğul vermesi veya buna izin verilmesi, kolonilerimizde oğul verme eğilimi yüksek genotiplerin artmasını sağlar. Buda gelecek yıllarda daha fazla oğul demektir.
Arıcılar kendi yöresinin yerli arısıyla çalışırlarsa oğul engellemek daha kolaydır. Yerli arılarımız genelde mevsim çok iyi olduğu yıllarda oğul eğilimine girerler. Böyle verimli yıllarda arıyı oğuldan vazgeçirmek çok zordur. Arıcılar doğal oğul alarak verimli yılları kaçırmamalılar. Arıcı arkadaşlar oğul eğilimi az ırkla çalışırlarsa oğul engellemede uygulanan işlemlerin daha etkili olduğunu göreceklerdir. Arıcılar kovanlarında devamlı genç ana bulundurmalıdırlar. Arıcılar kolonileri( davranış şekillerini ) tanımalıdırlar ve gelecekte isteklerini karşılamada erken davranmalıdır. Koloni baharda gelişmeye başlaması ile birlikte arıcıda kovanı genişletmeye ve arının isteği doğrultusunda petekleri vermeye başlamalıdır. Arılar çok farklı güçte olurlarsa ilk zamanlarda arıcılar kolonilerin yerlerini değiştire bilirler. Daha rahat uygulama ve sonuç almak istiyorsak kolonilerin güçlerini eşitlemelidirler arıcılar. Arılarımızın güneşte fazla kalarak kovanların gereğinden fazla ısınmasını engellemeli ve iyi bir havalandırma sağlamalıdır. Güçlü kolonilerde oğul engelleme işlemleri daha iyi sonuç vermektedir. Koloninin ana arısını almak ve ana arı memelerini yok etmekte arıyı oğuldan vazgeçirmede kullanacağımız işlemlerdendir. Kovanlarımızın standart dışı olması da arıyı oğla yönlendirdiğinden standart kovanlarla çalışmalıyız.
Aslını sorarsanız arkadaşlar bu işlemler anlatma ile anlamak zor oluyor. Arıcı bu uygulamaları kovanın başında görmelidir. Örneğin; arımızın ana memelerini kesmek söylemesi kolayda uygulaması o kadar kolay değildir. Benim gibi hobi olarak arıcılık yapan arkadaşlar arılarımıza hafta sonu tatilimizde baka biliyoruz. Her hafta gelişmiş diyelim ki 15~20 çıta arının tüm peteklerini tek tek kontrol ederek ana memelerini yok etmek kolay değildir. En azından 1 adet göremediğimiz ana memesi arımızın biz arılıkta olmadığımız zamanda oğul vermesi demektir. Kovandaki peteklerin yerlerini bilinçli olarak yer değiştirmek bile oğlu engellemekte bir uygulamadır. Arıcı arkadaşlar arının oğul verme sebeplerinden olan durumların bir kaçının birden kovanlarımızda oluşmasını engellemelidir. Arını oğul verme sebebi arı ırktan dolayı ise ırkı değiştirmek sorunumuzu azaltacaktır. Arıcılar kendi yöresine uygun arı ırkı ile çalışması daha doğrudur. Bunların yanında kovanlarımız standart olması arıyı oğuldan vazgeçirmede etkilidir. Arıcı devamlı olarak her yıl en azından kuluçkalıktaki peteklerin 3 adetini yenilemelidir. Kısacası arıcı teknik arıcılığın gereklerini yerine getirmelidir. Bundan sonra arılar oğla niyetleniyorsa bunun sebebini bulmak ve engellemek daha kolay olmaktadır. Daha detaylı olarak formun diğer başlığı altında zamanı geldikçe açıklamalarıma devam edeceğim.
Her arıcı kendi bilgisi dahilinde uygulamasını kendisi yapacaktır. Gereğini görüş ve bileğilerinize sunuyorum.

27 Mayıs, 2007

Eğitim

Ankaradan uzaktan eğitimle kendi balını almaya niyetli arıcı arkadaşa teşekkür.Tabi Açık öğretim Eskişehirde .



Bunlarda akasya.

Olmasınlar

Kimsenin arısında olmasın.

Bizim işyeri











Analar



Ruşetlerde yer kalmadı bu kadar ana arttı bizde anaları kafesledik. Başarılı ana üretimi arttıkca artan ana namzetlerini muhafaza zorlaşaçak.
Kendi arılıgıma geldiğimde bizim kızlar delirmiş gibi çalışıyorlardı. Fakat fotoraf makinası olmadığından cep telefonu ile bu kadar oluyor.
Arıcı arkadaşları ziyarete giderken yol kenarındaki balı bala çiçekleri.

25 Mayıs, 2007

Sabit arılığımız

































Arkadaşlar acemiyiz sağ olsun emin arkadaş haberim olmadan blog yapmış bizde kullanmasını öğreniyoruz.




Yeni arılık yerimiz arkadaşlar sabit olarak burdayım.


Birol arkadaşın bal toplama alanları. nektar zamanı arılarını buraya götürüyor.


Grafikler test ettiğim 2 ırkın mevcutlarının 2004 yılı takipleridir.

24 Mayıs, 2007

FATSELYA


UYANIK ARICI

Uyanıklığım ve araştırma ruhlu olmam başıma olmadık işler açtı.1992 yılında takvimde gördüğüm resimlere kapılarak kültür mantarı ürettim. Ne kadar zor işmiş. Halimi gören babam oğlum masrafını vereyim bırak dedi. Bir milyara da olsa 1 kg. Mantar üretmeliydim. Üretime başladım. Bodrumumda yıllarca olmayan 1 metre yüksekliğinde su çıkınca bıraktım. Araştırma ruhum durmadı. Mobilya şirketi kurdum mobilyacılığa başladım. Aynı zamanda Resmi dairede çalışıyorum. Yüksek okul mezunuyum. Eski ismi: Köy Hizmetleri Eskişehir Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü. Ziraatla uğraşırız. Görevim Atelye formeni.
Ben arıyı tanımazdım. Sadece balını yerdim. Bilirdim ki, arı yıl boyu bal verir! Benim balcıma telefon ettim mi, yerde 20 cm. karda olsa çerçeve çerçeve bal getirirdi. Kayın babam emekli oldu. Arıcılık yapmak istedi, bende iyi olur, uğraş bulursun kendine dedim. Arıcıların yanında hem yardım hem de işi öğreniyordu. Bal makinesini çevirmek için beni yanında götürdü. Uyanıklık yapıp bir arıda ben alayım ki bal istedi mi canım, benim kovanda olmazsa babamın kovandan alırım. Bal olunca sende benim kovandan alırsın demek için.
1999 yılında 1 adet içi dolu arılı kovan aldım. İşyerimin yakınına koydum. Arı alırken arıcıların beğenmediği elinden çıkarmak istediği kovanla beraber arı satın almaktansa, yeni kovana aktararak almak daha isabetli olacağını düşündüm. Arıları yemek paydosunda seyretmesi çok güzeldi. Arılar hiç durmadan, bana aldırmadan işlerini yapardı. Eski işçilerden emekli arkadaş arıcılık yapıyordu. İşyeri ziyaretine geldiğinde kovanımı kontrol etmesi için rica ettim. Oğul verecekmiş, bir kovan bulduk arı oldu iki kovan. İşte bundan sonra başladı arıcılık hastalığı, başladımı bırakamazsınız. Mesai bitimi doğruca babamın yanına. Bu arı nedir, ne değildir, bir kitabı var mı? Aldım kitabı akşam başladım okumaya şafak söktü kitap bitti. Hiç uyumadan işe geldim. Detaylı bilgi azdı. Arıcılıkla ilgili resmi daire aradım. İzmir Menemen’i buldum. Ali İhsan beyden yardım istedim. Nizamettin Kayral’ın kitabını önerdi. Yaklaşık 800 sayfa okudum, okudum fakat benim arıcılığımda fazla değişiklik olmuyordu. İki tane kovan yaptım. Önü iki bölmeli arkasına arılar beraber çalışırlar. öndeki petekler uçma deliğine dik altışar adet. Arka bölmedekiler paralel 20 kadar petek alıyordu. 2000 Yılının baharında arının biri kovanı terk etti. Yavruları ve yumurtaları bırakarak oğul gibi gitmiş. Yandaki ananın varlığından olmalı. Nasıl arıcılık yaparsanız yapın ama standart kovanla yapın. Altı adet standart Langstroth tipi kovan yaptım.
Öğrendim ki, Muğla yöresinden yöremize arıcılar gelirmiş. Mesai bitimi 15 Km. uzaktaki arıcıların yanına gidiyordum. Önce hoca dediler. “Bana ana arıyı gösterir misiniz?” deyince uygulamada sıfır olduğum ortaya çıktı. Akşamları ve hafta sonu adresim dağdaki arıcılar olmuştu. Onlar konuşur ben eve gelince onların söylediklerini kitaptan arar tekrar okurdum. Bu ara 800 sayfalık kitabı 10 veya 15 defa okumuşumdur. Bilgim ( uygulama yeteneğim) artmaya başladı.
1999 yılında tek arımdan 20 kg. bal aldım. 2000 yılında bilgim artık uygulamalarıma yansımaya başlamıştı. 1 arımdan 5 kg. Bal ve 4 adet suni oğul aldım. Arıcılarda 3 oğul verdi. 8 arım olmuştu. 10 Eylül 2000 yılında arılarımı arabama yükleyerek Muğla/Datça/Mesudiye köyüne götürdüm. Para verseler tekrar o yollara arabamla gitmem. Artık kayıt tutuyordum. Arılarımın mevcut sayılarını, yavrulu alanın miktarını yazıyordum. 23 Nisan 2001 de istemesem de tekrar arıları alıp geldim. Arılarımın durumu içler acısıydı. Arılarımı açlıktan kurtararak ölmelerine müsaade etmedim. Bu arada arılara yapacak fazla iş yoktu. Kendilerini zor kurtardılar. Yine de bana ortalama 10 kg. bal verdiler.
Kitap aramaya başladım. Dairemizde 10 kadar Ziraat mühendisi var. Doç. Dr. 1 adet, Dr. 2 adet, Yüksek mühendis 5 adet. Diğerleri ziraat mühendisi, biyoloğumuzu unutmayalım. Bunlarda bana yardımcı olmaya çalıştılar. Artık arkadaşlarla arıcılık kitaplarımı değişerek okuyordum. Ankara üniversitesinin ders kitabını satın alıp okudum. Fazla faydası olmadı. Porf. Dr. Muhsin DOĞAROĞLU’nun kitabını satın alıp okudum . Bildiklerimi artırıyordum.
2002 SEZONU
Arılarımın 15/10/2001 durumlarını yazarak, baharda cinslerini değiştirecektim. Yerli arım sağda kışlıyor, baharda soldan yavruya başlıyordu ( tüm tariflerimi Kovanın arkasından bakarak yaparım) hem de balın ortasını açarak yumurtluyordu. Muğla arım ( yumurta ortalaması 2500 - 3250) oğul almaya çok yatkındı. Arılarımın ilaçlamasını 14/11/2001 yaparak baharı beklemeye başladım. Boş durmuyordum hastalık ( arıcılık ) bulaşmıştı artık. Okumalıydım, kayıt tutmalıydım. Öyle ki 19/12/2001 tarihinde arılarımın gücünü öğrenmek için kovan kapaklarının üstündeki karı erittikleri süreleri kayda alıyordum. Örn: 22/12/2001 Tarihinde sıcaklık 3 °C derece kayıtlara bakarak zayıf ve kuvvetli iki kovanımı belirleyip örtü tahtasını alarak arılara baktım. Kovan kapağının üzerindeki Karı eritebilen arım, 3,5 çıta kışlıyordu. Karı eritemeyen arım, 2,5 çıta kışlıyordu. Arılar kovanın sağ ( güney ) tarafında öne yakın kışlıyordu. Kontrol yaptığım arılar kovanı ısıtmak için kanat çırpmaya başlıyor, gürültü çıkarılıyorlardı. 25/12/2001 tarihinde sıcaklık gece 8 °C olmuş. Gündüz 14 °C lodos esiyor. Uçuş güzel her arının uçma deliğinin önünde yumruk kadar arı var. Biri ölmüş. Karar verdim artık. Arılar kışı iyi geçirmesi için, Ekim ayının başında 8 çıta arılı 3 –4 çıta yavrulu olmalı. 21/01/2002 Tarihinde yapılan kontrolde; Gece en düşük – 3 °C olmuş. Gündüz en yüksek ( saat 11.00 ) 10 °C olmuş, lodos esiyor. Arıları saat 12.15 de yaptığım karşıdan kontrolde temizlik yapıyorlardı. Tabi şunu da söylemeliyim, yerde 20 cm kar var. 12/02/2002 sıcaklık 9 °C Muğla arım ölmüş. Arımın biri 100 metre ilerdeki elmalığa doğru uçuş yapıyor. Bu arının hemen kovan örtü tahtasını kaldırarak 2 Kg. keki çıtaların üzerine serdim.
Bu arada Erzurum’da arıcılık konusunda iyi bir kitap olduğunu duydum. Yine dairedeki arkadaşların yardımıyla. Bu kitabı temin etmeye çalıştım. Benim imkanlarıma sahip çok az arıcı vardır. Maddi sıkıntım yok. Her konuda bana yardımcı olan iş arkadaşlarım var. Üç beş ayda kitabı alabildik. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Yayınları No:166, Porf. Dr. Ferat GENÇ ve Yrd. Doç. Dr. Ahmet DODOLOĞLU yazmış olduğu 2002 yılı kitabı. Arılara karşı artık daha bilgili yaklaşıyordum. Bu arada dairemizden 1956 yılından bu tarafa meteorolojik verileri incelemeye başladım. Bilgisayara da arılar bu zamanda bulaştı. Bilgilerimi hem deftere hem de bilgisayara kaydediyordum. Bilgim arttıkça bilgisayarda arıların durumlarının grafiklerini çizdirir duruma geldim. Yumurta alanları ölçer bilgisayara kaydederdim.
İlk Bahar Dönemi.
21/02/2002 arıların kovanlarını değiştirerek temizliklerini yaptım. Ana arılar yumurtlamaya başlamışlar. Toplam 6 arım kalmıştı. Kış soğuk geçtiğinden ay çiçek balları kovanda kristalleşmiş. Her arıma 1 kg. keki çıtaların üzerine sererek verdim. 27/02/2002 arılar dışarıdan polen getirmeye başladılar. Bir arımda uçuş yok, birinde uçuş çok polen gelmiyor. 02/03/2002 sıcaklık 19 °C polen geliyor. Arılarımın tam kontrolünü ve kovan değişimlerini yaptım. Arılarımın durumu kovanlara göre;
Melez1: Ana var, balı az, 2 el içi yavru var. Desteklenmeli.
2: Ana var, 2 . tur yavru yetiştiriyor. Kafkas’a yakın, balı var. 1 çerçeve ballı yavrulu çıta alındı.
3: Ana var,balı var, 4 el içi yavru var.
6: Ana var, balı var, 3 el içi yavru var.
8: Ana var, yerli arı, balı var, arısı az, 2 el içi yavru var. Sağda kışlamış soldan yavruya başlamış.
Melez 9:Ana var, bal verildi, yavru 2 el içi kadar.
Melez10:Ana bulunamadı, arılar ana var diyor. Arısı az yumurta yok. Balı bitmiş, 2 çıta bal verildi. Ballı ve yumurtalı çıta verildi.
Tüm arılarımın uçma deliklerindeki çıtalar alınarak uçma delikleri yumuşak straforla daraltıldı. Yumuşak olduğu için arılar kolay kopararak delikleri ayarlamasını kendileri yapıyorlar. 05/03/2002 M10 nolu arıya verilen balı yağma yapıyorlar. Yumurtadan ana gözü yapmış. Arkadaşımın arısı bitmiş anası sağ kalmış o anayı verdim. Deliğini kapattım şerbet vermeye başladım. 07/03/2002 ana çıkmış, yumurtluyor. 14/03/2002 kek yeme hızlandı. Arılar 20 Marttan 3 Nisan’a kadar yağıştan uçamadılar. 12/04/2002 Arılar petek kabartmaya başladılar. 15/04/2002 Vişneler çiçek açmaya başladı. Kuytuda kalan elmalar çiçeklendi.19/04/2002 Erkek arı uçmaya başladı. 24/04/2002 Baş belası arı kuşları geldi. Arılar her gün dışardan kontrol ediliyor. Saat 07.05, 12.05 ve akşamları 17.05’te durumları hakkında bilgi alınıyor. Arılar günlük birer adet varoa zararlısı yavru atıyorlar. Sıcaklık 9 °C arılar çalışıyor. 04/05/2002 Tüm kovanların içi açılarak kontrol yapıldı. Yerli hariç tüm arılarımda bal kemerleri erkek arı çıkmaya yakın bir hal almıştı.









Sarı akasya resmi.

09/05/2002 Sarı renkli akasya çiçek açtı. Bu benim arılarım ve mevkiim için artık balın ihtiyacı karşıladığı anlamına gelir. Yağışlar ortalamanın üzerinde oluyor. 15/05/2002 Arılarım tamamen oğula meyil ediyorlar. Bizim yörenin yavru hastalıkları meşhurdur. Hastalanmaması için arılarımı bölmekte gecikirim. Örn: 2001 yılında yöremize gelen arıcılarda ve yerli arıcılarda yavru çürüklüğü oldu. Nedenini aradım. Buldum da 16 mayıs 2001 gündüz gece verileri 19,9 °C_ 0,2 °C 17 Mayıs 22,2 °C _ 0,3 °C 18 Mayıs 24,3 °C _ 2,1 °C tabi ki bu kadar sıcaklık farkı oluşunca arılar yavrulu alanları ısıtamadı ve hastalandılar. Yöremizin gece ile gündüz sıcaklık farkı fazladır. Bu fark 15 – 25 derece oluyor.





Beyaz akasya resmi.

20/05/2002 Beyaz akasyalar çiçek açtı. Bu da benim için artık balın ihtiyaçtan fazla gelmeye başladığını gösterir. Kuvvetli arılar balı üst kata azda olsa koymaya başlarlar. Arımın biri mantara benzer bir kokuya malik. Acı acı probolis gibi kokuyor. 31/05/2002 İğdeler çiçek açtı, bu da balın az da olsa artık kovanda birikmeye başladığını gösterir. Polen gelişi yavaşladı. 01/06/2002 Oğul engelleme uygulandı. 06/06/2002 arılar sabah saat 06.30 da çalışmaya başlıyorlar. Bol miktarda bal geliyor, bal kaynağı anlaşılamadı. Arılar delirmiş gibi elmalık istikametine uçuyorlar.
Arılarımım cinsini Kafkas arısı ile değiştirmeye karar verdim. 08/06/2002 7 Adet saf dağ kafkası aldım. Kafkas arılarının davranışları ve mevsimlik mevcudu hakkında bilgi aldım.
Nektar Akımı Dönemi.

11/06/2002 Arılar sedir ağaçlarındaki böceklerin bıraktığı ballı malzemeyi sabahları yoğun şekilde topluyorlar. Kafkasa dönerken problem oluştu. Analar 4 veya 5 çıta yumurtaya ulaşınca arılarım anaları kovandan dışarıya attı ve ana gözü çevirdiler. Arılarım sarı renkli ve kırma olduğundan ana hormonu ( kokusu) fazla gelmiş olabilir. Analar istenmeyen ana durumuna düşüyorlar. Ana arılar 1125 adet / gün yumurtluyorlar. Anaların kabul görmeyişi yumurta azlığından olabilir. Bal gelmeye başlayınca analar yumurtayı azaltıyorlar. Eski analarımın ortalama yumurtası günlük olarak 2500 – 3250 adet / gün. Arılarım yaklaşık olarak 13 çıtayı yumurtayla doldurunca ilk çıtadaki yavrular çıkıyor ve geri bu peteğe dönüyor. Peteklerde yaklaşık olarak 4500 göz kullanılıyor. 22/06/2002 Bala yönlendirme uygulandı. Ana üretici firmayla görüştüm. Bana önce arılarımı kafkas melezi yapmamı önerdiler. Küçük strafor ana arı yetiştirme kovancıklarım var. Kovandan dışarıya atılan kafkaslardan bulabildiklerimi bu kovancıklara koydum. 26/07/2002 beyaz akasyalar açtı. Bu arıcılık yaptığım arazide nektarın azalmaya başladığını gösterir. Arılar yere düşen çiçekleri bile ziyaret ederler. 05/08/2002 Kafkasları kabulde İlerleme sağladım. Süzülmüş balların sır kırıntılarını arılara şerbetlikle kovanın içine koyuyorum. Anayı da yanına kafesle koyuyorum. Arılar bu kırıntıları temizlerken anaları daha iyi kabulleniyorlar. Başarı %80 oluyor. 07/08/2002 Oğul yakalandı. Arılar kontrol edildi benim ( M9 ) kovandan çıkmış. Oğul 15 çıtaya basıyor. Oğul nedeni bal koyacak yer kalmamış. Yıllık izine çıktım.
Sonbahar Dönemi.
17/09/2002 İzin dönüşü arıları kontrol ettim. 20 kadar aldığım kafkas anadan 5 tanesini tutturmuşum. Sattığım bölmelerden sonra toplam 16 kovan arım olmuştu. Sarıca arılar kovanlara saldırmaya başlamışlar. Uçma delikleri daraltıldı. 5 ve 10 nolu kovanlarımın işçi arıları kafkasa dönmüştü. 24/09/2002 Erkek arılar atılıyor. Bu arada vişne ağacından bir oğul yakaladım. Oğul vereli an az 15 gün olmuş. Kapalı yavru gözleri vardı. Ağaçtan bu oğul saydığım arıyı almak kolay olmadı. Ağacın dalları o kadar sıktı ki, peteklerin içinden geçiyordu, petekleri parçalamadan almanın imkanı yoktu. Sanki arı kovana yaptığı petekten daha dar aralıklı petek örmüştü ve peteklerin örülüş yönü sabah güneşi peteklerin arasına giriyor gibiydi. Anayı alırken öldürme olasılığıda vardı. Kamyonet arabamı ağacın altına yanaştırdım. Kovanın içine yavrulu 2 petek koydum. Tüm petekleri Kopararak arabanın kasası içine düşürdüm. 5 saat araba orada kaldı, sonra kovanı kontrol ettim, ana kovanda idi. Çok değişik bir arı cinsi sahibi olmuştum. Sonbaharda 20 kg bal verdim. Arıcı arkadaşlar bu arıyı kaybetmememi söylediler. İlk baharda çok güçlü idi 30 Kg. bal verdim. 10 çıta balı ilave olarak üzerine koydum. Yumurta sayısı çok yüksekti. O bana bal vermesi gerekirken ben ona bal veriyordum. Şartlar yok etmemi gerektiriyordu, yok ettim.
2002 sezonunda 9 arıyla kışladım. Baharda 6 arım kalmıştı. Kalan 6 kovan arımdan, ortalama her birinden 80 kg. bal aldım. Sezon boyunca 20 kadar suni oğul aldım. Bunda en çok Nisan ayı yağışları etkili oldu. Uzun yıllık ortalama yağış 42,7 mm olurken, 100,2 mm olmuştur. Sezon sonu koloni sayısı 16 kovana ulaştı.
2003 SEZONU
03/10/2002 Yavru çıkışları sonlanıyor.15/10/2002 Polen gelişi durmak üzere. 22/10/2002 Kırağı düştü. Arıların örtü tahtasını koyduktan sonra ilaveleri üzerine koydum, havalandırma deliklerini açarak 2 kat gazete kağıdı yerleştirdim, ilavenin içini kaba talaşla doldurdum. Kovanlar tartıldı, net balı 18 kg. altında olanlara bal ilavesi yapıldı. Karar vermiştim, Kafkasları ilavesiz kışlatılmalı, yerli analar üçüncü yılın sonunda değiştirilmelidir. 19/11/2002 arılar hala uçuyor, polen nadirde olsa geliyor. Arılara 10 cm³ Varoa ilacı ile ilaçlandı.03/12/2002 sıcaklık Minimum –1 °C , Maksimum 11 °C olmuş, Lodos esiyor çok az uçuş var. 04/12/2002 sıcaklık 14 °C , Varoa ilaçlaması yapıldı.19/12/2002 Kar yağışı 20 cm oldu. 06/01/2003 sıcaklık 14 °C olmuş, lodos esiyor, tüm arılar temizlik yapmış. Arıları ilaçlarken, kovana kaçan şırınga uçlarını arılar temizlik yaparken kovandan dışarıya atmışlar.
İlk Bahar Dönemi.
07/03/2003 8 °C Arılar pislik uçuşu yaptılar. 30/03/2003 Kovan temizlikleri yapıldı. 1 kg. Kek verildi. B2 erkek arı çıkarmış. 31/03/2003 B2 kontrol edildi. Ana gözü yapmış, koparıldı, yedek olarak ana yetiştirme kovanında tuttuğum ana verildi. 03/04/2003 tarihinde arıların durumu 03/03/2002 tarihindeki seviyeye geldi. Bu yıl arılar geç gelişiyor.12/04/2003 Tam kovan muayenesi yapıldı. Ortalama günlük yumurta sayıları. 1- 649, 2- 752, 3 –649, 4 – 649, 5 - 696, 6 – 698, 7 – 649, 8 – 732, 9 – 913, 10 – 649, 11 – 720, 12 – 824, 13 – 911, B1 – 643 B2 – 762 19/04/2003 Teşvik beslemesi yapıldı. 21/04/2003 arılar aşırı su tüketmeye başladı. Sulama tesisatı kuruldu. Kayısılar çiçek açtı. 26/04/2003 erikler çiçek açtı. 2 nolu kovan anayı yeniliyor. 28/04/2003 Arı kuşları geldi. 02/05/2003 Arılar söğütlere çalışıyor. Kirazlar çiçekleniyor. Meyve bahçesi ( Erik, Kiraz, Vişne ve Elma) çiçeklendi. Not: Arılar bahar geç geldiği için gelişmemişti. Sıcakların bastırmasıyla meyve fidanları bir birine çok yakın çiçeklendiği için arılar çok fazla ihtiyat balı toplamış ve peteklere serpmiş. Yavrulama alanı kısıtlanıyor. Yeni kabaran peteklere bal ve yavru beraber konuyor. 20/05/2003 Beyaz akasyalar açtı. Polen gelişi yavaşladı.
Eskişehir’in meteorolojik sonuçlarını inceledikten sonra kovanlarımı değiştirmeye karar vermiştim. Yapması 6 ayımı aldı. Arası 30 dense strafor kenarları cam çıta içi dışı formika kaplı kovanlarımı, mobilya presiyle preslettim. İlk zaman problem çıktı. Straforlar 100 °C ve 135 bar basınç altında pres açıldığında köpürerek formikaları parçalayarak sıvı halde dışarıya çıktı. Üretici firmayla görüşerek 65 °C sıcaklıkta 135 bar basınçta 7 dakika presleyerek sorunu giderdik.
Nektar Akımı Dönemi
29/05/2003 Arılarımı yeni yaptığım kovanlara aktardım. Arılarımın durumu: Kafkaslar 15 çıtada, Yerliler 19 çıtada, F1 kafkaslar 19 çıtada, Muğla kırığı 15 çıtada ve muğla arısı 23 çıtada. Sarı yoncalar çiçeklendi ve sedir çamlarında böcekler görünür oldular. Arılarım yoğun bir şekilde gelincik çiçeği poleni getiriyorlar. 12/06/2003 arılar çok güzel bal getiriyor. Ballar olgunlaşmaya başladı. Arılar getirdikleri balın suyunu çok çabuk uçuruyorlar. Kovanlarımın formika olduğu için tahta gibi su emmediğinden arılar gece çok iyi bal olgunlaştırıyor. Bana göre formika yapmanın ilk avantajı çıktı. Denemek için önüne naylon ondülin koyduğum arılardan sanki içinden su akmış gibi üzerinde su birikiyor. 28/06/2003 sipariş verdiğim Kafkas ana arılar geldi. 5 adet oğul oluşturuldu. 05/07/2003 sıcaklık 37 °C arı kovanları istemesem de tarla kenarında olduğundan 8 saat yağmurlama altında kaldı. 12/07/2003 Ballar süzüldü. Balımı Muğlalı arıcılar alır, ben elinde kağıt kalem not alırım. Tahminimden az bal çıktı, 15 arıdan 335 kg. arılar birer kat indirildi. 06/08/2003 ballar tekrar süzüldü, 16 arıdan 335 kg bal alındı. 15 arı kabul edersek 47,6 kg. 16 arı kabul edersek, ortalama yıllık bal verimleri 41,9 kg. oldu.
Sonbahar Dönemi.
03/09/2003 varoa ilaçlaması yapıldı. Ankara’ya tarım fuarına gittim. “Bal arısı zararlıları ve hastalıkları teşhis ve tedavi yöntemleri” isimli kitabı aldım. Yazarı Dr. Ertaç TUTKUN ve Prof. Dr. Ayşe BOŞGELMEZ
2003 sezonunda 16 arıyla kışladım. Baharda 16 arım vardı. Arılarımdan ortalama her birinden 42 kg. bal aldım. Sezon boyunca, 6 kadar suni oğul alınmıştır. Sezon sonu koloni sayısı 22 kovandır.
2004 SEZONU
11/11/2003 havalar mevsim normallerinin üstünde seyrediyor, uçan arılar eksiliyor. 08/12/2003 İlk kar yağışı 10-15 cm olmuş. 21/01/2004 arılar uçacak diye kontrol ettim uçmamışlar. 3 çıta arısı olan kovandan tıklamaya tepki geliyor yaşıyormuş.
İlk Bahar Dönemi.
06/02/2004 arılar temizlik yapıyorlar, sıcaklık 13 °C kalabalık uçuş var, arılar tahminimden daha iyi mevcutla kıştan çıkmışlar. 09/02/2004 arılar üç gündür uçuyorlar. Sıcaklık saat 16.00 da 16 °C 26/02/2004 sıcaklık 16°C arılar uzun mesafe uçuyorlar, varoa ilaçlaması yapıldı. 17 nolu arım ölmüş. 28/02/2004 ana arılar yumurtaya başlamış, 700-1000 kadar yumurta var. Kekler 1 kg. çıta üstüne serildi. 16/03/204 sıcaklıklar 10~14 °C oluyor, arılar uçmaya başladılar. 20/03/2004 Kovan temizlikleri yapılarak kovanlar değiştirildi. Arılarda 1000 – 3500 arasında yavrulu göz var. 27/03/2004 1 kg. şerbet verildi. 06/04/2004 Arılar su tüketimini arttırdılar. Eski büyük üzüm bağı kesilmişti. Kesilen üzüm kütüğünün çıkardığı suyu arılar çok istekli taşıyorlar. 10/04/2004 Arılar çok güzel gelişti. Havalar mevsim normallerinin üstünde seyrediyor. 28 °C civarında. Meyve bahçesi çiçek açmaya başladı. 12/04/2004 Arılar petek örmeye başlamışlar. İlave isteyen arılar var. Havalar sıcak gittiğinden arılarımın gelişmesi 2002’ye benziyor. Kafkaslar dahi sıkışıyor.
Arılar ilk kışlarını yeni kovanlarda geçirdiler. Arılar çok süratli geliştiler. Bana göre nedenleri;
1-Kovanlar çok sıcak olduğu için.
2-Arılar kafkas olduğu için mevsimi sıcak bulmuş.
3-Havalar mevsim normallerinin üzerinde ( 28 °C) seyrediyor.
4-Meyve bahçeleri aniden çiçeklendi.
5- Varoa mücadelesi iyi yapılmış.
6- Yan çıtalardaki değişiklik olabilir.
7-Keklerin etkisi olabilir.
8- bunların toplam etkisi olabilir.
25/04/2004 Arılar normal gelişmelerine devam ediyorlar. Arı kuşları geldi. 05/05/2004 meyve bahçesi arı dolu, ilaveler kondu. Elma çiçekleri bittikten sonra arılar petek örmeyi yavaşlattılar. 10/05/2004 Sarı akasyalar çiçek açtı. Yağmurlu havalar devam ediyor. 14/05/2004 arı kuşları yağışlı havalarda kovanların başından ayrılmıyorlar. Kovan kapaklarına bile konuyorlar. 17/05/2004 arı kuşları her kovanda 2 şer çıta kadar arıları eksiltmiş. Arı kuşları arılık önünde 100 kadarı toplu dalış yapıyorlar. Arı kuşları gelince arılar uçuşu yavaşlatıyor.
Arı kuşları arıların balını emdikten sonra posasını sanki kursağından tekrar çıkarıyor. 1,5cm kalınlık ve 2 cm uzunlukta gevşek sıkılmış ve suyu alınmış arı toplulukları görünümümde. Yağışlı havalar devam ediyor. Arı kuşları çok zarar veriyor. 18/05/2004 Arılar aslan ağzı olarak bildiğim çiçekten ( ballı baba) bol bal getiriyor. Beyaz akasyalar çiçek açtı. 20/05/2004 arılara arı kuşu zararı çok olmuş. Erkek arıları atıyorlar, bal kesilmiş gibi. 24/05/2004 arılar stres geçirmişler. Ana arılar yumurtayı kesme safhasına yönelmiş. Arı kuşu zararı tahminimden fazla. 25/05/2004 Durgunlaşan arılardan biri kontrol edildi. Kapalı yavru var, yumurta var, kurtlar yok. Arılar arı kuşu zararı zamanında yumurtadan kesilmişler. Arılarda tüketim gelen baldan fazla olduğu için bal kalmamış. Beş arıma ayrı ayrı 3,5 kg. petekli bal verildi.
Nektar Akımı Dönemi
03/06/2004 Arılarım ortalama 15 çıtaya ulaştılar. 10/06/2004 Arılar polen getirmeyi azalttı. Sabah erken sedirlerdeki böceğin artıklarını topluyor. 15/06/2004 Kafkaslar bu yıl üst katta 2 veya 3 çıtayı yavruyla doldurabildi. Kafkas arılarım ilavede sadece 2.çi ve 3.çü peteğin altına el kadar yavru atardı. Onu da sanki alt peteğin devamı gibi yumurtlardı. Bu yıl yumurtlamaya çıtanın üstünden başladı. Arılar kovan dışına fazla salkım yapıyor. 11/07/2004 Ballar süzüldü. 21 arıdan 418 kg. bal alındı. Bu yıl bal koyu renkli, böceklerden olabilir. Arılar balı alırken bu yıl soktular. İki tane arıda soğan kokusu var. Hasta veya soğan tohumuna çalışmış olabilir. Arılar ay çiçeğine (1500 metre uzakta 40 dekar ) çalışacaklar. 07/08/2004 arıların balları alındı, arılar 1 er kata indirildi. Arılar çok erken kışlıyorlar gibi. 21 arıdan 437 kg. bal alınmış. 31/08/2004 istenmeyen arıların anaları değiştiriliyor.
Sonbahar Dönemi.
01/09/2004 Yavru azalmış, varoa ilaçlaması yapıldı. 06/09/2004 Arı kuşu zararı fazla.13/09/2004 Kırağı (En düşük – 1,2617°C olmuş) düştü. 16/09/2004 Arı kuşları çok zarar vermeye başladı. Çevrede sadece arılık önündeki yonca kaldı tüm arı kuşları yoncalıkta. 23/09/2004 kovanlarda her arılı çıtadan 1 fazla çıta kaldı. Her çıta 2,5 kg. bal hesabıyla arılara şerbet veriliyor. 29/09/2004 Arı kuşları gitmişler.
2004 sezonunda 22 arıyla kışladım. Baharda 21 arım vardı. Arılarımdan, toplam 888 kg. bal aldım. Kafkas arılarım ortalama 10 adet ham petek işlediler. Ortalama kovan başına bal verimi 42 kg. Sezon boyunca, 8 kadar suni oğul alınmıştır. Ortalama balın arılarımın ulaştığı en yüksek çıta sayılarının toplamına bölünmesiyle ortaya çıkan sonuç 2,34 Kg. Sezon sonu koloni sayısı 27 kovandır.

2005 SEZONU
05/10/2004 Arılar kontrol edildi. Hakiki kafkasların ortalama yavru toplamı 1.600, F1 kafkasların 6.300, kırık arılarımın 10.500 yavrusu var. 19/10/2004 Arılarda varoa mücadelesi ( 23 °C ) yapıldı. 25/10/2004 Arılara kek verildi. Kapak altlarına 4 kat gazete kağıdı konularak kışlatılıyor. 01/11/2004 18 nolu arının anasını uçma tahtasına çıkarmışlar. Ana içeri kondu uçma deliği genişletildi. 03/11/2004 yerli, kafkas ve F1 kafkas kontrol edildi. Yavru hiç yok, 4 nolu kovanda erkek arı var. 01/12/2004 Arılar uçtular, havalar mevsim normallerinin üstünde seyrediyor. Uçan arılar azalıyor. 19 nolu arı çok hareketli. 01/01/2005 Arılar uçtu temizlik yapıyorlar. Ölü arılar kovandan dışarıya atılıyor. 19 nolu arıda erkek arı var. İlk olarak 18,19 ve 5 nolu arı kontrol edilecek. 18/01/2005 Arılar en az haftada bir gün pislik uçuşu yapıyorlar. Arıların mevcudu azalıyor. 27/01/2005 arılar 3-5 günde bir defa uçuyorlar. Sıcaklık, geceleri -4_-8 °C oluyor. Gündüzleri 8_10 °C oluyor. Bugün lodos ( 12,1 °C) esiyor, arılar temizlik yapmış. 29/01/2005 sıcaklık 17 °C arılar kontrol edildi. Kuvvetli arılarda yumurta var. Arı mevcutları çok az, polen gelmiyor. Varao ilaçlaması yapıldı.
İlk Bahar Dönemi.
07/03/2005 Arılar iki çeşit polen getiriyor. 5, 12,18 ve 19 nolu arıların anaları yok. Arısı 3 er çıta var. Ölen arılarımın tamamı damızlık olarak kullandığım kafkaslar. 18 ve 19 nolu arılarıma ana yetiştirme kovanımda olan yedek anaları verdim. 10/03/2005 Hava soğuk arılar anaları kabullenmişler. 16/03/2005 Arılar çok güzel uçuyor, tüm arılar kovan temizliği yapıyorlar. Arazide polen var. 01/04/2005 bahar erken geleceğe benziyor, tüm çiçekler aniden açacak. Kekler verildi. 09/04/2005 arıların kovanı değiştirildi genel kontrol yapıldı. Tüm arıların yavrulu alanları ölçüldü. 19/04/2005 kuvvetli arılara ilaveler veriliyor arılar petek örmeye başladılar. 20/04/2005 Ağaçlar toplu çiçek açtı. Kayısı, Vişne, kiraz, Kare erik, elma ve bunun gibi. Arılar nektarı ve poleni bol bulunca petek örmeyi hızlandırdılar. Neredeyse ihtiyat balı topluyorlar. Yavru üretimi çok güzel. 28/04/2005 Yağışlı havalar geliyor. Her arıya süzülmüş 1 kg. bal verilecek. Ballar ilavelerin içine kapakları delikli kavanozlarla veriliyor. 02/05/2005 Havaların yağışlı gitmesi nedeniyle ana arı yetiştirmede aksilikler oluştu. Arılar bu yıl çok bal olacakmış gibi hareket ediyorlar. Arılarım ortalama 11 çıtadalar, tüm arılara ilave konmuş durumda. 03/05/2005 Baş belalarım ( arı kuşu ) geldi. 06/05/2005 Arı kuşu zararı başladı. 07/05/2005 yerli ana üretmek için teşebbüs yapıldı.12/05/2005 Arılara ham petekleri 2 şer 3 er adet koyuyorum, hızlı petek işleniyor. Arılarım ortalama 16 çıtaya ulaştılar. 15/05/2005 Denemek için 100 km. uzaktaki köye 4 adet zayıf arı götürüldü. Yerli, kafkas ve iki tane 2004 model F1 olmak üzere. 17/05/2005 beyaz akasyalar çiçek açtı. Bal ihtiyaçtan fazla, güçlü arılar üst kata bal depoluyorlar. Arılar güçlenmeden bal mevsimi gelecek gibi. 19/05/2005 sedir çamlarında böceklerin ( 6, 8 ve 10 lu gurup) yumurtası gelmiş.


Nektar Akımı Dönemi
06/06/2005 iki gündür güzel bal geliyor. Sedir çamlarındaki böcekler geldi. Tahmini bal verimi 22 kovandan 934 Kg. olacaktır. 14.06.2005 Sabah saat 05.00 – 06.00 arası yağmurla beraber dolu yağdı. İlginç olan, arıların uçma tahtalarında ıslanmış arılar toplu olarak duruyorlar. Yağmura yakalanmış veya dolu yağarken kovanı savunmaya geçmişler. Kovan dışında genç arılar beklerken yağmur gelmiş ve onları ıslatarak uçmalarına engel olmuş. ????
22/06/2005 arılar sabahları sedir ağaçlarını ziyarete başladılar. 24/06/2005 bu gün öğleden sonra yoğun bal akımı başladı. 26/06/2005 Arılara bala yönlendirme uygulandı. Ham petek kabartmaya teşvik edildi. 07/06/2005 Ay çiçeği çiçek açmaya ( 500 metrede 60 dekar ) başladı. 09/07/2005 Ballar süzüldü, 19 arıdan 360 kg. bal alındı. Havalar serin gittiğinden arı mevcudu her yıldan daha iyi, ikinci balı çok verirler. Köydeki 4 arıdan 140 kg. bal alındı. 25/07/2005 bal kesildi, ay çiçeğinde kısa çiçeklenme oluştu. 06/08/2005 arıların balları alındı, arılar 1 er kata indirildi. 20 kovandan 525 kg. bal alındı. Arılar yeni yavru döşemeye başlamışlar. Bu yıl arı mevcudu eski yıllara göre 6-7 çıta daha fazla. İki katta kışlayacak arı var gibi. 27/08/2005 Köyden arılar getirildi, 35 kg. bal alındı. Ana yeleklemeleri artı, çiftleşmeye giden anaları arı kuşları yakalıyor. Denemek için İtalyan ana arı edindim.

Sonbahar Dönemi.
03/09/2005 uçma delikleri daraltıldı. Arı kuşu ve sarıca arı zararı başladı. 10/09/2005 arılara varoa ilaçlaması yapıldı. Arılar bu yıl kış ılık geçecek gibi hazırlık yapıyorlar. Kafkas melezleri iki katta kışlayacaklar. 14/09/2005 arıların balı çok olduğundan kışlatma işlemleri tamamlandı. Varoa ilaçlamasına devan ediliyor. Bir arımda ana gözü var.
2005 sezonunda 27 arıyla kışladım. Baharda 23 arım vardı. Arılarımdan, toplam 1060 kg. bal aldım. Ortalama kovan başına bal verimi 46 kg. Sezon boyunca, 12 kadar suni oğul alınmıştır. Akrabalarıma üç arı verdim. Sezon sonu koloni sayısı 32 kovandır.

2006 SEZONU