11 Ekim, 2008

ARILIK KONTROLÜ

Arılıkta kovan içine bakmadan kovanların yanında dolaşmak pek hoş olmuyor. Alışmışım kovanın içindeki çıtaları karıştırmaya. Arılıkta geçirdiğim zamanın kısıtlı olması iyi oluyor. Bir saat yemek paydosun da kovanların etrafında boş boş dolaşıyorum.
Kovanlara bir işlem yapmasam da mesai olduğu günlerde 3 defa arılığı dolaşıyorum. Poleni yüklenip kovanın yolunu tutan bir işçi arımız.

Sabah saat 07.30 de arılıkta oluyorum. Max-Min termometre yakında donmanın olabileceğini gösteriyor.
Farkı iki kekin arılara verilmesinin nedeni; bir arkadaşın keki denemek için vermiş olması.

Bu koloni kek yeme yarışı yapıyor sanki. Diğer koloniler yarım kilo keki yiyemeden bu koloni 4 kilo keki yedi.
Kolonin birinin polen kutusunu almayı unutmuşum. Ayçiçeği poleni kalmış. Bende bu kadar poleni kekin yanına boşalttım.
Kekleri yemek için su tüketimi artıyor.
Bidondaki su daha sıcak olduğundan arılar bidondan akan suyu ikmal zamanında içiyorlar.
Sabahları arılara soğuk ve ılık su imkanı sağlandığında arılar ılık suyu içtiklerini tespit etmiştim.
Arılığımızın son durumu.
Denemek için ekilen asbir. Miktarı az ama tüm arılarımız sanki bu arazideler.

Poleni en çok taşıyan koloni.
Keki çok yiyen koloni olduğunu söylemeliyim.
Asbir poleni toplayan işçi arımız.
Asbir poleni toplayan işçi arımız.

Aralarda yabani hardal da çıkmış bazıları onun polenlerini taşıyorlar.
Klozanın atası sayılır.
Ana arı yetiştirme kutularımızı eve getirdik.
Yer darlığından bazı kutular yerde kaldılar.
Her kutuda 2 yedek ana ile kışlamayı düşünüyorduk. Mümkün olmuyor. Olmadık zamanda ana kaybeden arıcılara bir iki derken birde bakmışım ki tüm kutular tek analı kalmışlar. Bazen ana arıları normal fiyatının iki katına sattığım da oluyor. Ana arı çiftleştirme kutularımda 35 ana var. Zannediyorum ki 30 kutuda 32 yedek ana arıyla kışa gireceğiz.

Hiç yorum yok: